2 Mayıs 2017 Salı

GECE - Elie Wiesel


174 sayfa
Koridor Yayıncılık
Çeviri: Dila Balça Öğün

Bosna Savaşı başladığında 10 yaşındaydım. Savaşın niye var olduğuna aklım ermezdi, hoş hala aklım ermiyor bu hususa, insan eliyle onca kötülük, onca eziyet neden yapılırdı? 

Tarihte bir sürü savaşlar olmuştu ama artık modern bir dünyada değil miydik? Devlet büyükleri hatalardan, çekilen acılardan ders alıp ona göre devlet yönetmez miydi? 

Hem onca devlet nasıl seyirci kalırdı dünyanın bir yerinde süre giden bir savaşa? Uluslararası kuruluşların amacı neydi? Tarihten aldıkları dersle bir daha savaş olmamasını sağlamak adına bir birlik oluşturmak değil miydi amaç?

Çocuk aklımla bunları düşündüğümü, içimin sıkıldığını hatırlıyorum...

Yetişkin aklımla hala bunları sorguluyorum, esasında fazla bir yol alamamışım...

Dünyanın bir yerinde hala savaşlar oluyor, masumlar ölüyor ve işin kötüsü bunun sonu yok... Dur diyen de yok...

Okul sıralarında 1. ve 2. Dünya Savaşlarını okurken 3. Dünya Savaşının çıkmayacağından o kadar emindim ki...

Böyle kitlesel bir delilik hali bir kez daha tezahür etmez diyordum ama artık bundan da şüpheliyim...

Elie Wiesel ve ailesi de 1944 yılında Almanların Yahudileri evlerinden çıkardığı, göçe zorladığı, türlü kötülükleri yaptığına ilişkin yayılan dedikodular karşısında aynı benim düşündüğüm gibi düşünmüş...

Zamanları varken kaçmamışlar... Nasıl bir mantıkla kabul edebilirlerdi ki bu kadar akıl dışı iddiaları...

Ailesiyle beraber önce Auschwitz, sonra da Birkenau'ya gönderilir ve sadece 16 yaşındadır onca acıyı, insanlık dışı  muameleyi yaşıdığında...

Kitap takdir edersiniz ki çok etkileyici...

Yazar, savaş bitene kadar bir çok şeye şahit olmuş...

Yaşanan fiziksel acılar bir yana şahit olunanların ruhlarda açtığı yaralar insanı çıldırtmaya yeter sanırım....

Bir oğulu, bir parça kuru ekmek için babasını öldürebilecek duruma getiren bir açlık nasıl bir çaresizlik halidir?!

 Bir evladın, babası yardım istemesine rağmen, babasını döven nazi subayına sesini çıkaramaması, üstelik subayı kızdırdığı için içten içe babasına kızması ve bunun vicdan azabını yaşadığı müddetçe ruhunda taşıması nasıl büyük bir cezadır....

Ve o evlat, cehennemden kurtulmasına rağmen içinde başka bir cehennem yaşıyorsa bunun üzerine daha ne söylenebilir ki...

Altı Çizilenler :

"İçine sürüklendiğim, benden bambaşka bir insan yaratan, içimdeki şeytanı, en sığ bilinci ve en vahşi güdüleri uyandıran o dünyayı asla affetmeyeceğim."

" Eğer tanık kendini sonuna kadar zorlayarak tanıklık etmeyi seçtiyse, bu bugünün gençleri, yarın doğacak çocuklar içindir: Kendi geçmişinin onların geleceği olmasını istemediği içindir."

Kitap Tanıtımından:

Tüm İnsanlığa Okutulması Gereken Kitap." 
-Oprah-

Transilvanya'nın Sighet şehrinde doğan Elie Wiesel, 1944'te, ailesiyle beraber Auschwitz, ardından Birkenau'ya gönderildiğinde henüz 16 yaşındaydı. Gece, onun bu hatıralarının kitabıdır: Bir daha hiç görmeyeceği annesi ve küçük kız kardeşinden ayrılışı, babasıyla açlığı, soğuğu, darbeleri ve işkenceyi paylaştığı kamplar… Ve insan onurunu kaybetmenin utancı.

Gece'yi bu denli ürpertici kılan şey; yazarın başından geçen olayları -mış gibi yapmadan, bir tepki olarak gösterilen her düşüncenin, korkunun ve acının resmini derin fırça darbeleriyle gözler önüne seriyor olmasıdır. Hafızalardan silinmeyecek bir tarihe tanıklığın küçücük bir kitaba sığdırıldığı bu dev şaheser, yüreğinizle sizi baş başa bırakacak. 

1986'da Nobel Barış Ödülü'nü alan Wiesel, Boston Üniversitesi'nde fahri profesör unvanıyla ders vermektedir.

7 yorum:

  1. Bu kitabı merak ettim şimdi gerçekten. Tarih kitaplarını seviyorum. Etkileyici bir hikaye gibi geldi. Okuyacağım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zulmü yaşayan bir tanıktan okumak yaşananları çok etkileyici gerçekten de...

      Sil
  2. Heh bir kitap daha eklendi listeme sanki az kitap vardı :) Böyle kitaplar beni çok etkiliyor aslında okumasam daha iyi ama dayanamıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o listeler hiç bitmez kiii:) Ben de çok etkileniyorum ama okumadan da olmuyor:)

      Sil
  3. Benim de kurgu olmaması nedeniyle dikkatimi çekmişti...Teşekkürler:)

    YanıtlaSil