10 Haziran 2016 Cuma

UĞULTULU TEPELER- Emily Bronte


496 sayfa
Martı Yayınları
Çeviri: Zeynep Yeşiltuna

Bu sene klasik açığımı kapatmak gibi bir hedef koydum kendime, tabi ki kısa vadede  o açığı tamamen kapatamayacağım ancak yavaştan yol almakta fayda var:) 

Uğultulu Tepeler de ne zamandır okusam dediğim ama sürekli ertelediğim klasiklerdendi. 

Migros'un 23 Nisan kampanyasından 7,95'e görünce hemen aldım kitabı tabi:)

Bir heves, bir yükseklerde dolanan beklenti düzeyimle başladım okumaya...

Bay Lockwood, Thrushcross Çiftliği'ni bir süreliğine kiralamaya karar verir.

Çiftliğin sahibi Bay Heathcliff ise, Uğultulu Tepeler adı verilen bir çiftlikte yaşamaktadır ve hiç de arkadaş canlısı değildir.

Uğultulu Tepeler'de Bay Heathcliff'le birlikte, soylu bir görünüşe sahip olmayan Hareton Earnshaw ve evdeki herkesle sürekli tartışan Catherine Heathcliff de yaşamaktadır.

Üçü arasındaki bağlantıyı çözemeyen Bay Lockwood, Thrushcross Çiftliği'nde çalışan Bayan Nelly'den bu ailenin hikayesini kendisine anlatmasını ister.

Bayan Nelly de bu isteği seve seve yerine getirir.

Kitabın bir özelliği de yazarın ilk ve tek romanı olması, zira kendisi 30 yaşındayken tüberkülozdan ölmüş.

Gelelim kitabın bana hissettirdiklerine...

Okurken biraz sıkıldım açıkçası. Yaprak Dökümü misali felaketler silsilesi birbirini izleyince bir daraldım bunaldım.

Ayrıca romantik klasikler arasında yer almasına rağmen romanın "romantik" kısmı gayet hafif kalmış; hatta nefret, hırs, intikam üzerine kurulmuş bir roman desem yanlış olmaz herhalde.

Aşık insan bu kadar nefret barındırabilir mi? Her türlü kötülüğü, sinsi planı yapacak kadar gözün kararmasına aşk sebep olabilir mi? 

Ne yalan söyleyeyim aşkın karanlık yüzünü görmek beni pek mutlu etmedi, kitabın sonunu zor getirdim.

Uğultulu Tepeler'in beyaz perdeye aktarılmış bir çok versiyonu da mevcut.

Doğrusu Heathcliff nasıl bir karakter olarak yansıtılmış; birebir kitaba bağlı kalınmış mı yoksa biraz  daha romantik mi gösterilmiş merak ediyorum.

O sebepten filmlerden birini seyretmeyi planlıyorum ama hangisi olsa karar veremedim. 

İşte alternatifler;

1939 ABD yapımı, Yönetmen:William Wyler


1992 İngiltere yapımı, Yönetmen: Peter Kosminsky


 2011 İngiltere yapımı, Yönetmen: Andrea Arnold


Sizce hangisi?

Altı Çizilenler:

"Sen de eğer yediği tokatlar yüzünden, tokadı atana değil de tüm dünyaya küsenlerden olursan, gün gelir sana kötülük yapanlar kadar zalim olursun!"

"Acımasız insanlar kendilerine köle ettikleri kişilere işkence eder, onlar da efendilerine karşılık vermek yerine kendinden aşağıdakileri ezerek hınçlarını alır."


Arka Kapaktan:

İngiliz edebiyatının önemli eserlerinden biri olan ve ihtiras dolu bir aşk hikâyesini konu alan Uğultulu Tepeler, 19. yüzyılın başlarında İngiltere'de yaşamış zengin Earnshaw ailesinin kızı Catherine ile ailenin evlatlığı Heathcliff arasındaki sancılı aşkı şiirsel bir dille anlatıyor.
Aşkın hiç bitmeyecek bir nefrete dönüşmesine şahit olduğumuz bu roman, intikam duygusunun insanı kör ederek ne denli yıkıcı olabileceğini büyüleyici bir kurguyla gözler önüne seriyor.

Emily Brontë'nin tek romanı olan ve dünya klasikleri arasında önemli bir yer edinen Uğultulu Tepeler, yazarın eşsiz anlatımı ve karakterlerin iç dünyalarını aktarmadaki ustalığıyla yıllardır 
severek okunan bir kitap olma özelliğini günümüzde de sürdürüyor.

8 yorum:

  1. Romantik lafını çok satılsın diye yapıyorlar sanırım. Saplantılı bir aşkın yanı sıra bir sürü şey anlatılıyor aslında... Ben Juliette Binoche-Ralph Fiennes'in oynadığı filmi seyretmiştim o kitabı çok iyi yansıtıyordu onu önerebilirim. Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. belki de zamanı değildi bilemiyorum ama ben pek keyif alamadım kitaptan. Heathcliff karakterini bu kadar saplantılı ve karanlık hayal etmemiştim, belki de o hayal kırıklığına uğrattı... önerinize uyacağım Gül Hanım, çok teşekkürler... sevgiler:)

      Sil
  2. Çok ilgi çekici bir kitap önerisi, aklımda bulunsun.
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  3. Oradaki havuz mu yoksa havuz özlemim fazla mı bastırdı o.O ? :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Havuz:) haftasonu kızımı yüzme kursuna götürüyorum, bana da kitap okumak için fırsat oluyor:))

      Sil
  4. Uğultulu Tepeler benim sevdiğim klasiklerden biridir. :)) Belki de sen romantik kitap beklediğin için hoşlanmadın :/ Geçen sene Uğultulu Tepeler'i orijinal dilinde okuyayım diye İngilizcesini almıştım ama ben kiiim onu okuyabilmek kim :D Kitaplığımda bekliyor :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. belki de:) ahh benim de ingilizce kitaplarım kuzu gibi yatıyor kitaplıkta.. dingin bir kafayla okumak istiyorum ama o dingin kafaya ulaşamadım henüz. o sebepten bodoslama girişiciim sanırım:)

      Sil